3 Nisan 2009 Cuma

Yeni Bir Şans

Shaun Livingston... İlk Nba'e adım attığında fiziği ile, saha görüşü ile yeni bir Magic Johnson mı geliyor diye sordurtmuştu Amerikan basınına. Abartmaya bayılan Amerikan basınıda neden olmasın ki demeyi pek bir kolay seçmişti. Ama Livingston kendini bir türlü gösteremedi ve sonunda geçirdiği talihsiz sakatlık yüzünden bir türlü sahalara çıkıp oynama fırsatı bulamadı. Bu sene başı Miami Heat ile anlaşan genç yetenek orada bile barınamadı ve sözleşmesi fesh edildi. Şimdi kendisi için yeni bir şans daha. Genç oyunculara değer veren Oklahoma City Thunder onu kadrosuna kattı. Çok şeyler beklemeleri için bir neden gözükmese de ya tutarsa hamlesini yaptılar. En azından gelecek yıl bu takımda 2. guard pozisyonunda olmayı başarabilirse Shaun, kendisi için başarıdır.

1 Nisan 2009 Çarşamba

Bir Vefa Örneği Daha

Geçtiğimiz günlerde Alonzo Mourning'in formasını emekliye ayıran Miami Heat'ten sonra, Sacramento Kings 6 yıl formasını giyen Sırp pivot Vlade Divac'ın formasını emekliye ayırdı. Kings'in en önemli zamanlarının, en önemli oyuncularından biri olan Vlade Divac için yapılan bu jest takdire şayan. Bu yıl Chris Webber'ın da forması emekli edilmişti Kings organizasyonu tarafından. Divac'ın formasının emekli edilmesinin bir nedeni ise Kings forması altında sadece 6 maç kaçırmış olması. Sakatlıkların her zaman olduğu bir oyunda bu kadar istikrarlı olabilmesi onun bu onuru yaşamasını sağladı.

Emin Adımlar

Dwight Howard 5 bin ribaunt barajını geçen en genç oyuncu oldu. Şapka çıkarmamak elde değil. Yeni bir dominantlık unsuru geldiği herkes tarafından biliniyor ve kabul ediliyordu ama bu dominantlığını rekorlara da vurulması ayrı bir hoş.

Orlando Magic onu 1. sıradan seçtiğinde dalga geçen bazı Amerikan yazarları da yıllar geçtikçe kafalarını kumdan çıkaramıyorlar. Shaq'dan sonra gelen en dominant uzun Dwight Howard tartışmasız. Eğer bir aksilik olmazsa 2 yıla kadar, LEbron James ile birlikte en çok konuşulan, gıpta ile bakılan oyuncu olacak.

31 Mart 2009 Salı

Kötü Şans

Miami Heat için kötü haber. Luther Head'in eli kırıldı. Dün gece oynanan Orlando Magic maçında kırılan elin tamamen düzelmesi 1 aya yakın süre alacak ve bu yüzden Head, playoff ilk turunu çok büyük bir mucize olmazsa kaçıracak. Takıma yeni yeni alışmaya başlayan Luther Head için bu sakatlık çok kötü oldu. Tabi bu haber Heat cephesinide üzdüğü kesin. Benchten gelip önemli süreler alabilecek bir oyuncu devre dışı ve benchin arka sıraları pek güvenilir isimlerden oluşmuyor. Allah kolaylık versin Erik Spoelstra'a.

NCAA Heyecanı

NCAA final four heyecanı hafta sonu başlıyor ve 2 gece sürecek. 4 takımında amansız mücadele edeceği kesin ve şampiyonluğa ulaşmak için var güçleri ile savaşacaklar. Maçları Ntvspor yayınlayacak. Böyle bir organizasyonu yayınladıkları için onlara teşekkür ederim. Baketbolsever çoğu kişinin geleceğin yıldızlarını izlemek için sabırsızlandığı kesin. Eşleşmeler ise şöyle;

North Carolina – Villanova

Connecticut – Michigan State

Benim favorim; Nort Carolina.

Bir Forma Daha Kirişlerde

Alonzo Mourning çok zor bir kariyeri geride bıraktıktan sonra ödülünü aldı ve Miami Heat organizasyonu tarafından forması emekli edildi. Bunu hakettiği kesin. Başka takımlarda oynasa da her zaman Heat olarak anılan Mourning'e böyle bir son yakıştı doğrusu.

Basketbol için verdiği onca savaş için bile böle bir tören gerekliydi zaten. Seni unutmayacağız "Zo".

30 Mart 2009 Pazartesi

"8"

İnsan gülmemek için kendini zor tutuyor valla. Çok güzel bir fotoğraf. Bir tarafta iyi bir kariyere sahip olsada durmadan eleştirilen ve çoğu zaman Boston Celtics taraftarının beklediği oyunu sahaya koyamayan Antoine Walker, diğer tarafta yeni Boston'lı, kafaca çatlak ve iyi oynaması için Bostonlıların dua ettiği Stephon Marbury. İkisinin ortak bir yanı olmalıydı zaten. Bakalım Marbury'nin göstereceği performans ile belki bu fotoğraf anlamını yitirir. Ama şimdi bu fotoğraf için söylenebilecek tek şey var. O da "8'in Laneti".

29 Mart 2009 Pazar

Real Kanaryalar'dan Çıkamadı


Avrupa'nın 1 numaralı liginde bir hafta daha geride kaldı. Şampiyonluk adaylarından Real Madrid, Gran Canaria deplasmanından galibiyet çıkaramazken, Barcelona sahasında Unicaja'yı geçen hafta olduğu gibi uzatmalarda geçebildi. Tau Ceramica, Joventut gibi ekipler ise rahat galibiyetler aldılar.

Barcelona'da Ersan Ilyasova 2 sayı 10 ribaund ile oynarken galibiyet de az da olsa pay sahibi oldu. Tanıdık isimlerden Marcus Haislip ise 24 sayı 7 ribaund ile yenilgiye engel olamadı.

Kendi analizim sonucu haftanın takımı Pamesa'yı yenen Cajasol Sevilla olurken haftanın oyuncusu ise Cajasol'den Clay Tucker oldu. Tucker Pamesa karşısında 37 sayı ile galibiyeti getirdi.

Haftanın sonuçları ise şöyle;

Estudiantes-Ricoh Manresa 86-65
Barcelona-Unicaja 95-94
Fuenlabrada-Granada 90-74
Zaragoza-Bruesa 79-92
Gran Canaria-Real Madrid 72-68
Pamesa-Cajasol 89-98
Murcia-Tau Ceramica 85-94
Joventut-Bilbao 98-77

Hoşgeldin Arenas

Tahminler doğru çıktı ve Arenas, dün gece Detroit Pistons maçı ile sahalara döndü. Kendisi için unutulmaz gecelerden biriydi şüphesiz, çok uzun süre sonra ilk 5 çıktı ve en önemlisi sağlıklı gözüktü. Bunun yanında 15 sayı, 10 asist ile iyi bir giriş yapmış oldu sezona. Umarım bir daha böyle talihsiz sakatlıklar yaşamaz. Ne diyelim; Hoşgeldin Arenas.

TBBL'de Play-Offlar Başlarken-2



İlk yazıda Fenerbahçe - Panküp Ted Kayseri ve Galatasaray - Beşiktaş serileriyle ilgili görüşlerime yer vermiştim. Bu yazıda da diğer iki seriyi inceleyelim.

Samsun Basketbol Kulübü(2) - Ceyhan Belediyesi (7):

Bu yazıyı cuma gecesi yazmayı planlıyordum; ancak berbat geçen bir Fizik 130 sınavı sonrası fırsat olmadı pek. Bugün oynanan maçı Samsun kazanarak seriyi 2-0'a getirdi. Samsun'da Bales maddi sebeplerden dolayı oynamadı ve Gamze Türkoğlu'nun rotasyona girdiğini gördük.

Samsun Basketbol Kulübü aslında bir okulun spor kulübü olarak kurulmuştu. Namık Kemal Lisesi olan isimlerini yanlış hatırlamıyorsam ikinci lige çıktıktan sonra Samsun Basketbol Kulübü olarak değiştirdiler. Aynı sene de ilk sezonlarında renk kattıkları TBBL'ye yükseldiler.

Sene başında transferde doğru işler yaptıklarını şimdi daha iyi anlayabiliyoruz. Çok ciddi sakatlık geçiren McBride'ın transferi ciddi bir kumardı; ancak kazançlı çıktılar, Larkins ligin en iyi performans geçiren oyuncularından, Nihan çok iyi bir sezon geçiriyor ve kaptan Burcu da takıma çok ciddi katkı veriyor. Sezon başında kendileri sezonu nerede bitirmeyi hedefliyorlardı, bilmiyorum; ancak kendi sahalarındaki müthiş atmosferleri ve oynadıkları iyi basketbol onları ikinciliğe kadar taşıdı.

Samsun, pota altındaki üç yabancısından çok iyi verim alıyor ve pota altında rakipleri kim olursa olsun üstünlük kuruyorlar. Hücumda da bir Mersin kadar olmasa da zaman zaman keyif veren basketbolları da mevcut olunca, şampiyonluğun önemli adaylarından biri haline geldiler.

Ceyhan'ı bir kere izlediğimden çok yorum yapamayacağım. Çok inişli çıkışlı bir grafikleri vardı, sürpriz galibiyetler aldılar, aynı şekilde sürpriz yenilgiler de. Ayrıca, sezonun ilk kısmında çok iyi performans gösteren Latta'yı kaybetmeleri de onlar adına en büyük olumsuzluklardan biri oldu. Piekarska'yı takıma katıp gerçek bir beş numarayla oynamaları ise sezon başladıktan sonraki isabetli hamleleriydi. Bu da onları ancak 7. sıraya taşıyabildi. Gülşah Akkaya'nın da takıma seviye atlattığını söyleyemeyiz. Zaten seride de 2-0'dan dönmeleri çok zor. Aslında bu sezon Asena Yalçın, Tuğçe Canıtez gibi genç oyuncularına şans verebilseler, önümüzdeki sezonlar için iyi bir gelişme olurdu; ancak bu oyuncular pek fırsat bulamadı.

Mersin Büyükşehir Belediyesi (3) - Tarsus Belediye (6):

Mersin en önemli hamlesini sene başında Ceyhun Yıldızoğlu'yla anlaşarak yaptı ve oyuncu kadrosu olarak geçen senelerden kesinlikle daha iyi olmamalarına rağmen takım oyunundan harika örnekler vererek normal sezonda 3. sırayı kaptılar. Öncelikle, Yıldızoğlu maçları 9-10 kişilik rotasyonlarla oynayarak oyuncularına diri tutuyorlar ve böylece en önemli silahları olan presle şampiyonluk yolundaki rakipleri Galatasaray ve Samsun'u 30 top kaybı yapmaya bile zorlayabiliyorlar. Hücumda ise çok büyük yıldızlara sahip olmamalarına rağmen ligin en yüksek set temposu olan takımı olduklarından başarılı oluyorlar.

Tarsus da sadece bir kere izleyebildiğim bir takım. Normal sezonu ne negatif ne de pozitif anlamda bir sürprize imza atmadan tamamladılar. Play-off'ta Mersin'e karşı sürpriz yapmaları da zor duruyor. Aslında Davenport, Dickson, Taum Brown gibi iyi yabancılara sahipler; fakat Türk oyuncularından pek de iyi katkı aldıklarını söyleyemeyiz. Saynur Tozlu, Tuğçe İnöntepe, Burcu Erbaş gibi büyük kulüplerin altyapılarında yetişmiş genç oyuncular da bu sezon kendilerini pek gösteremediler. Gerçi, çok fazla şans bulduklarını da söyleyemeyiz.

Mersin 1-0 önde başladığı seriyi 3-0 ya da 3-1'le geçecektir tahminimce.

Oynanan maçlar üzerine de bir şeyler karalayayım. Açıkçası, Panküp'ün bu kadar kolay teslim olacağını düşünmüyordum; ama Fenerbahçe 37 sayı farkla güle oynaya kazandı maçı. Panküp ben de hayal kırıklığı yaratmaya devam ediyor, bakalım serinin devamında ya da Türkiye Kupası'nda başarılar elde edebilecekler mi?

Diğer seride ise, Galatasaray Beşiktaş'ı Harper'ın oynamadığı maçta rahat mağlup etti. Kadrolar arasında ciddi bir kapasite farkı varken, Beşiktaş'ın seriyi 2-0'dan çevirmesi zor görünüyor. Galatasaray'da bir yükseliş olduğu kesin, en azından şutlar görmeye başladı. Ayrıca, cocah Okan Çevik'in Yasemen Saylar'a yine rotasyonda yer vermesi olmulu bir hamleydi. Bahar Çağlar ise kenarda oturmaya devam ediyor, keşke bir sezon daha Ceyhan'da oynasaydı diyorum bazen.

Ginobili Döndü

Sonunda Emanuel Ginobili parkelere döndü. Ayak bileğinden yaşadığı sorunlar nedeniyle bir türlü istikrarlı şekilde sahada kalamayan Ginobili, playofflara az bir süre kala dönüş yaptı. Geçen yılın en iyi 6. adamı olan Ginobili, bu yıl bu ödülü kazanamayacak ama Greg Popovic veya kendisnin bunu pek takmadığı kesin. Playofflara sağlıklı girmesi şuan için herşeyden önemli Ginobili'nin. Çünkü San Antonio Spurs'ün en kilit oyuncularından biri ve eğer bir şampiyonluk daha kazanmak istiyorsa Spurs, Manu Ginobili'nin sahada olması gerekiyor.